Dil öğretmenlerimiz ayrıca İngilizce konuşmanın temel sırlarından birini de belirlediler: doğal bir ortamda ana dilini konuşanları dinlemek. Beynimiz duyduklarını almaya yönelik çalıştığından uzmanlarımız dinlemeyi İngilizce öğrenmenin önemli bir kuralı olarak görmektedirler. Sonuç olarak, tüm derslerde ana dili İngilizce olanların net ve doğru konuşmalarını dinleyeceksiniz. Böylelikle doğal İngilizce kelime telaffuzlarını zahmetsizce öğreneceksiniz.
Yaparak öğrenmenin en etkili yöntem olduğunu biliyor muydunuz? Her gün biraz İngilizce pratik yapın ve sonsuza kadar bir ana dil konuşanı gibi konuşacaksınız! Hemen şimdi ana dil İngilizce konuşanlar tarafından telaffuz edilen en yaygın kullanılan 10 İngilizce kelime ve ifade ile başlayın.
İlk izlenim önemlidir. Hiç kimsenin size aksini söylemesine izin vermeyin. İngilizce'de 'merhaba' kadar basit bir kelimeyi öğrenmek bile size yerel kişilerle etkileşime geçmenize yardımcı olur. Bu nedenle tam olarak şöyle telaffuz edilir:
Sıradaki kibar söz de 'nasılsınız?'. Bazen, merhabayı bile es geçebilir ve direkt nasıl olduğunu sorabilirsiniz. İngilizce'de şöyle telaffuz edilir:
Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genelde çok fazla arkadaş edinirsiniz. Bu bazen uçaktaki bir yabancı, ev sahibiniz veya şoförünüz olabilir, onların isimlerini şöyle sorabilirsiniz:
Ana dili konuşan insanlar sizin onların kendi dilinde konuşma çabanızı kültürlerine karşı bir saygı göstergesi olarak karşılayacaklardır. Yeni arkadaşlıklar yaparken kullanabileceğiniz başka bir ifade de “tanıştığıma memnun oldum” olabilir. Tıklayın ve nasıl telaffuz edildiğini dinleyin:
Hareket tarzı nereye gidersek gidelim gereklidir. Ve İngilizler hiç kural dışına çıkmazlar. Doğru yerde ve doğru zamanda 'lütfen' demek size pek çok kapıları açacaktır. İngilizce'de telaffuz etmek için şöyle diyorsunuz:
Annelerimiz bizim için en değerli varlıklardır. Sadece bizi yetiştirmekle kalmayıp, ayrıca bize 'teşekkür ederim' gibi doğru yerde doğru davranışları da öğretirler. Aşağıdaki örnekte İngilizce'de nasıl 'thank you' denir dinleyin:
Dünyanın neresinde olursanız olun. Sağduyu her dilde aynı şekilde çevrilir. Aşağıda Londra'dan birinin nasıl 'rica ederim' diyeceği:
Tüm hayatınız boyunca sürecek bir izlenim için sadece 7 saniyeye ihtiyacımız var. Ve bazen, iyi ve kötü bir izlenim arasındaki fark sadece bir 'afedersiniz' ile değişebilir. İngilizce'de nasıl telaffuz edildiğini dinleyin:
Alışveriş eğlencesi her şehir kaçamağının önemli bir bölümüdür. Bir tatil tüm aile üyelerine hediyelik bir eşya almadan sona ermez. Bu nedenle İngilizce'de “bu ne kadar?” diye şöyle sorulur:
Eğer hatasız bir İngilizce ile yaptığınız selam verme ve tanışmadan sonra ilk izleniminizi korumak istiyorsanız, tam bir ana dil konuşanı gibi konuşmayı 'hoşçakal' diyerek bitirin:
İngiliz dilinde çok farklı diyalekt ve aksan olduğunu bilmelisiniz. Yani İngilizce'nin konuşulduğu dünyanın farklı yerlerinde insanlar farklı telaffuzlara, kelime veya dil bilgisi kurallarına başvururlar. Konuşuldukları bölgeye göre üç temel İngilizce diyalekt bulunmaktadır: Avrupa, ABD ve Avustralya. Avrupa'da diyalektler ülkeye göre değişir. İngiltere'dekiler İskoçya, Galler ve İrlanda'dakilerden biraz daha farklı bir diyalekt kullanır. İngiltere'de ise diyalektler bölgeye göre değişir. Bu nedenle Lonrada'dakiler ile Manchester veya Liverpool'dakilerin diyalekt ve aksanları farklıdır. Aynı durum Kuzey Amerika için de geçerlidir. ABD'liler Kanadalılar'dan farklı bir diyalekte sahiptir. Ancak bu farklar çok büyük değildir. Dilin temelleri aynıdır ve farklı aksanlara adapte olmak son derece kolaydır.
İngilizce dünyanın en çok konuşulan ikinci dilidir. Yani İngilizce öğrenerek birçok şey kazanırsınız. Örneğin, İngiltere, ABD veya Avustralya'daki herhangi birisi ile iletişim kurabilirsiniz.
İngiltere veya ABD'deki dilediğiniz yere seyahatinizde İngilizce konuşabiliyor olmak deneyiminizi harika hale getirecektir. Ana dilini konuşanlar gibi bu ülkelerde gezinebilir ve bu süreçte otantik bir deneyim yaşayabilirsiniz.
İngilizce konuşarak girebileceğiniz iş sayısını çok rahat artırabilir ve kalabalıktan kendinizi ayrıştırabilirsiniz. Böylece iyi maaş alacağınız bir işe daha kolay başlayabilir, daha çabuk yükselebilir veya İngilizce konuşulan bir ülkede işe girebilirsiniz.
Çalışmalara göre iki veya daha fazla dil konuşanların beyindeki gri maddeyi artırdığı görülmektedir. Yani İngilizce konuşmak sizi daha zeki yapacaktır. Öyleyse ne bekliyorsunuz?
İlgili Sayfalar
İngilizce kelimelerİngilizce ifadeler ve deyimlerNasıl İngilizce konuşulurİngilizce dil bilgisiİngilizce derslerHaber bültenimize abone olun
Dil ipuçları, özel teklifler ve dahası için 1 milyon kişiye katılın.
The email address is not valid
Abone Ol
Site Dilleri
We use cookies to give you the best possible experience on our website. By continuing to browse this website, you give consent for cookies to be used. For more details please read our Cookie Policy.